Wellbeing, refah, mutluluk, bütünsel sağlık temeline dayalı, insanoğlunun sahip olduğu Fiziksel, Zihinsel ve Ruhsal bedenlerin eşzamanlı bir denge içinde olması demektir.
Yüklendiğimiz ve yönetmekte güçlük çektiğimiz streslerin çoğu işyerlerinde üretiliyor. Kaliteli bir yaşam sürebilmemiz için işyeri sağlığımızı iyileştirmemiz, mutlu, keyifli bir iş ortamı oluşturmamız, iş yerinde de beslenmemize, aktivitemize, ruh halimize önem vermemiz gerekiyor.
Bilgi çağında, rakiplerinden bir adım önde olmayı hedefleyen firmalar çalışanlarını tatmin edebilmek adına hangi farklı yaklaşım ve uygulamaları hayata geçirecekleri konusunda hep arayış içindedirler.
Bir gerçek var ki, insan sağlığına ve onların yaşam kalitesine yatırım yapan firmalar rekabette her zaman bir adım önde oluyorlar. Firmaları geleceğe hazırlayacak olan ve rekabet liderliğine taşıyacak olan firmanın insan kaynaklarıdır. Bu birim, sahip olduğu kaynağın potansiyelini ortaya çıkarabiliyorsa farklılaşarak karlılıklarını artırabiliyor.
Çalışanlar kendilerini ne kadar sağlıklı ve mutlu hissederlerse, artan motivasyonları ile verimlilikleri ve kuruma bağlılıkları o oranda artmaktadır. Kendini fiziksel ve ruhsal yönden yenileyemeyen çalışanlar ise giderek daha sağlıksız olmaya başlarlar. Bunun sonucu şirketlere verimsizlik ve daha fazla maliyet olarak geri dönmektedir.
Çalışanların sağlığına yapılacak yatırım, bu rekabetçi ortamda onlardan en ekonomik ve en yüksek verimi almak anlamına gelmektedir.
• Kendini güçlü ve zinde hissettirecek egzersiz yokluğu
• Hızlı pişirilen, besin değeri düşük, yağlı ya da bilinçsiz beslenme
• Sağlıksız alışkanlıklar
• Sosyal faaliyet ve org. eksikliği
• Aşırı stres
• Sağlıksız çalışma koşulları
• Duygusal beslenme
• İş motivasyonu için alternatif mola uygulamalarının yapılmaması
İş dünyasındaki müthiş dönüşüm, insan kaynakları politikalarını kökten değiştiriyor. Dünyanın dev şirketleri sağlık ve iyileştirme programları düzenliyor, çalışanlarını ofis içinde mutlu kılmak için adeta yarışıyor.
Günümüz iş dünyasının en yenilikçi uygulamalarından biri haline gelen “Kurumsal Wellbeing” pek çok büyük şirket tarafından uygulanır hale geldi. Çalışanların ofis ortamında daha mutlu ve huzurlu olabilmesi amacıyla yapılan tam tabiri ile “Corporate Wellbeing” olarak bilinen bu uygulama, çalışanlar üzerinde şirket kültürü yaratılmasını sağlıyor. Bu sayede çalışanlar takım çalışmasında daha başarılı olurken sağlıklı bir ofis yaşamı içerisinde çalışma imkanı bulabiliyor.
Kurumsal wellbeing uygulamaları, yıllar önce sağlık harcamalarına yapılan masrafları azaltmak amacıyla ortaya çıkan bir fikirdir. Sağlık harcamalarını azaltmak isteyen şirketler, şirket içerisinde yer alan çalışanların motivasyonlarını arttırmak ve farklı bakış açıları kazandırarak verimliliklerini ve performanslarını arttırmayı hedeflediler.
Sağlıklı bir ofis ortamı elde etmek amaçtır. Bu sayede çalışanlar daha başarılı olabilmektedir. Uygulama başarılı bir şekilde yapıldığı takdirde çalışanların şirkete olan bağlılıkları arttırılmakta ve motive olmaları sağlanarak stratejik planlamalar yapılabilmektedir. Çalışanlar bu uygulamalar sayesinde kurum içerisinde kendilerini daha güvenli ve huzurlu hissetmektedir. İş yaşamı ile özel yaşam arasında denge kurulması sağlanarak, daha başarılı bir zaman ve stres yönetimi yapılmaktadır..
Bu uygulamalar, bir nevi şirketlerin kendi kendilerine yatırım yapmasını sağlamaktadır. Şirketlerin kendilerine yatırım yapması da başarılı çalışanlar elde etmesinden geçmektedir. Bir şirket içerisindeki çalışanlar ne kadar başarılı, huzurlu ve sağlıklı olursa, şirkette aynı yönde bir ilerleme kat eder. İş gücünde ve çalışma hayatında bir şirketin rekabet ortamı elde edebilmesi, başarıya ulaşabilmesi için öncelikle kurum içi organizasyon yapısında başarılı olması gerekir. Bu başarıya destek olan uygulamalardan biri olduğu için şirketler kurumsal wellness uygulamalarını tercih etmektedir.
Kurumsal wellbeing çalışmalarında başarılı olan şirketler, zamanla en çok arzu edilen şirketler olmaya başlıyor. Çalışan bağlılığı ve mutluluğu son derece yüksek olan bu kurumlar, yatırımların karşılığını da kârlı bir şekilde alıyorlar.
Wellness Councils of America’ya (Amerikan Sağlıklı Yaşam Derneği) göre, dünya çapındaki büyük şirketlerin yüzde 80’i bu tip kurumsal programları hayata geçiriyor. Bu programlar şirketlerin sağlık harcamalarını düşürürken, aynı zamanda da çalışanların üretkenliğini arttırmaktadır.
Medikal sigorta poliçe primlerinin düşmesi, Çalışanların işyeri devamsızlıklarının azalması, İş yerine geç kalmaların ortadan kalkması, Stresin azaltılması, Duygu ve öfke kontrolünün sağlanması, Sağlıksız çalışanların işyerine gelerek diğer çalışanların motivasyonunu düşürmesinin ve onları hasta etmesinin engellenmesi, Çalışanların şirket imkanlarını yetersiz bulması sonucu sürekli değişmesinin engellenmesi ve buna benzer faydalar görülmektedir.
Dünyanın önde gelen şirketlerinden olan Microsoft ve Google, bu uygulamaları en başarılı şekilde uygulayan iki şirket olarak örnek verilebilir. Sunmuş oldukları sağlık hizmetleri sayesinde, çalışanlarına “ne kadar önemli olduklarını” hissettirmektedir. Bu nedenle pek çok kişi dünya devi şirketlerde çalışmak istemektedir. “Yeni nesil şirket” oluşumunda yaratıcı bir hareket olan Kurumsal wellbeing, tüm bu sebeplerden ötürü yenilikçi iş dünyasında her şirket tarafından mutlaka uygulanması gereken programlardan biri haline gelmiştir.
Avrupa'da kurumsal sağlık hizmetleri alan şirketlerin kişi başına yıllık 312 dolar kâr sağladıkları, uygulamayan şirketlerin ise yıllık kişi başı zararının 574 dolar olduğu belirtiliyor.
Şirketler cirodan yüzde 7 pay ayırıyor.
Türkiye’de “kurumsal wellbeing” programlarını uygulayan şirket sayısı oldukça az. Motorola, TEB, Sabancı, Mercedes ve HP, bu programları hayata geçiren örnekler arasında yer alıyor. Uzmanlar önümüzdeki dönemde bu sayının hızla artacağı görüşünde.
FitZen kurucu ortağı Sandra PERLAKİ, bu artışı çalışanların talebinin tetikleyeceğini düşünüyor. Çalışanların artık sadece iyi maaş veren, sağlık sigortası yapan şirketleri tercih etmediklerine dikkat çekiyor. Türkiye’de artık şirketler de kalifiye elemanların şirkete bağlılıklarını artırmak için bu tür programlara ilgi gösteriyor.
Kurumsal wellbeing ile şirketler, çalışanlar üstündeki stresi azaltarak organizasyonel verimliliği artırmaya çalışıyor.
Yatırıma geri dönüş oranlarına baktığınızda ise American Journal of Health Promotions tarafından yapılan araştırmaya göre, yatırılan her 1 $ karşılığında azalan sağlık harcaması, artan verimlilik ve azalan devamsızlık gibi faktörler sayesinde 2.30 ile 10.10 $ arasında geri dönüş kazanıldığı saptanmıştır.
Kârlılıkla ilgili birkaç örneğe bakarsak; Motorola’nın uyguladığı wellbeing programı sayesinde, şirket yatırım yaptığı her 1 $ karşılığında 3.93 $ geri dönüş almıştır. Northeast Utilities başlattığı “Well Aware Program” ile ilk 24 ayın sonunda çalışanlarının davranış ve hayat tarzına bağlı sağlık bildirilerini 1.400.000 $ düşürmüştür. Caterpillar’ın “Healthy Balance Program”ı ile şirket yaklaşık 700 milyon dolar tasarruf etmiştir.
Westfield Health tarafından yapılan araştırmada, yeni bir çalışanın tam üretkenliğe ulaşmasının 8 ila 26 hafta sürdüğü sonucuna ulaşıldı. Glassdoor tarafından yapılan bir başka çalışmada, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ortalama şirket, yeni bir çalışanı işe almak için yaklaşık 4.000 dolar harcıyor ve bir pozisyonu doldurmak için 52 güne kadar sürüyor. Bu sonuçlar da çalışanları bağlı tutmanın önemini gösteriyor.
Kurumsal wellbeing programları, ilk iki yıldan itibaren verimliliği ölçümlenebilen, zaman geçtikçe farklılığa olumlu etkisi aynı oranda artan uzun vadeli, uzman ekipler tarafından yönetilen, ciddi çalışmalar içeren uzun vadeli programlardır. Kurum kültürünün ayrılmaz parçalarındandır.
Dünyada birçok büyük şirket rekabetçi ortamda daha avantajlı olabilmek için çalışanlarına bu programları sunuyor. Özellikle en büyük 500 şirket arasında kurumsal wellbeing çalışmaları ön planda. Bu yarışa Türkiye’den katılan şirketlerin sayısı dünyaya göre çok geride olsa da her geçen gün artıyor.
Yapılan araştırmalara göre, daha sağlıklı çalışanlar şirket içindeki üretkenliği yüzde 25 artırıyor. Bu nedenle dünya çapında pek çok şirket çalışanlarının daha iyi koşullarda ve sağlıklı çalışması için çalışmalar yürütüyor. Örneğin New York Telephone Company’de stres yönetimi konusunda meditasyon programları yapılıyor.
Johnson & Johnson Modeli
Dünyaca ünlü Johnson& Johnson ise çalışanlarına geniş bir sağlık iyileştirme programı sunuyor. Şirket bu çalışmaları işten ayrılma oranını azaltmak, kârlı müşteriye ulaşmak ve üretkenlik artışı sağlamak için gerçekleştiriyor.
Dünyada şirketler kurumsal wellbeing kapsamında üst düzey yöneticilerine özel diyet programları, sağlık ve egzersiz aktivitelerini, çocuklarının sportif branşlara yönlendirmelerini sağlayan özel spor koçlarını yöneltmek gibi uygulamalar yapıyor.
Global şirketlerin insan kaynakları; çalışanlarının artık psikolojik ve fiziksel olarak daha sağlıklı olmaları için yaptıkları her yatırımın kendilerine verimlilik artışı olarak döneceğinin farkında. Üstelik çalışanlara bu yönde yapılan yatırımlar, kaliteli insan kaynağını da mıknatıs gibi çekiyor. Mevcut personelin verimlilik artışı ise bir başka artı.
TÜRKİYENİN WELLBEING VE BÜTÜNSEL SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ LİDERİ
Fitzen 2021 © Tüm Hakları Sakldıır. - Bebu Web
TÜRKİYENİN WELLBEING VE BÜTÜNSEL SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ LİDERİ
Fitzen 2021 © Tüm Hakları Sakldıır. - Bebu Web
